Güneşin yüzünü göstermeyi bıraktığı,hakimiyeti küçük,görsel şöleni bol,
hayal kurdurma meziyetine çokça sahip yıldızlara bıraktığı saatlerde,tüm günün yorgunluğu üzerine
çökmüş çocuk parkını,sanki ona nispet yapar gibi sakinliğe,dinlenmeye kucak açan banktan, onu
anlatmak,onu izlemenin rahatlatıcı etkisini gösterebilmek niyetim. Hemde yazıyla...
Hem bu kadar keyif verip hem de çocuklarda yaralar açan bu çocuk parkının
biraz yorgunluğu üzerinde bugün.Bu aralar fazla kalabalık. Ebeveynlerin müsait olduğu zamanlarda
aktifleşiyor,çocukların değil.Etrafı ağaçlarla çevrili parkın ortasında ,birbirine bağlı üç kaydırak var;
biri sarı, aşağıya kıvrımlı inen ,baş döndürücü, sanıyorum kaydırakların en gözdesi.Hemen yanında
daha kısa,düz inen kırmızı.Bir diğeri ise uzun ve bir hayli dik.Merdiven basamaklarını tırmanarak
zirveye ulaşıp birkaç saniyede zemine ulaşmak hayatın biraz da temsili...
Yaşlanmışlar,dışa bakan yüzeylerde yaş almanın tahribatı var.Güneşin
hoyratlığından nasibini alacak kadar uzun süre önce yapıldıkları belli.Solmuşlar. Merdivenlerin
demirleri de yağmura karşı koyamayıp onun paslandırmasına izin vermişler gibi.Tahterevalli var
parkın çıkışına doğru.Bugün kaç defa bir taraf diğerine üstün geldi kim bilir? Yanındaki salıncaksa
kuyruklar oluşturmuş bugün yaş sınırı olmayan tek şey parkta,herkese kucak açmış. Ama sanırım sıra
şuan büyüklerde...
Bakmakla görmek dedikleri... Bir çocuk parkını betimlemek,onu benden
anlatmak, belki bir yüzleşme,belki bir derinleşme... Uzaktan bakan biz yetişkinlerin belki de özlemi..
Kim bilir ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.